Drawing Layer 1

Gri TV Nedir?

Covid-19 aşı patenti tartışmaları: Dünya bastırıyor, ilaç şirketleri diretiyor

+A -A
17:16 12-07-2021
Aklayanlar

Patent hakkının kalması gerektiğini savunanlar, aşı üretiminin zahmetli ve karmaşık olduğunu, hammadde ve tedarik sorunu yaşanacağını söylüyor.

BioNTech basın açıklaması:
“Küresel arzı desteklemek için birçok şirketle çalışmaya devam ediyoruz. Şu anda, 13 ortakla çalışıyoruz ve Pfizer ile birlikte bu yıl 2,5 milyar doz aşı üretmiş olacağız. 2022'de bunu 3 milyar doza çıkaracağız. Bizim temel önceliğimiz güvenli ve etkili bir aşı üretmek. Bunun gerçekleşmesi, yalnızca yıllar içinde elde edilen uzmanlığa ve yaklaşık 50 bin üretim adımına değil, aynı zamanda uzmanlaşmış üretim tesislerine bağlı. Bu tesislerin kurulabilmesi oldukça zaman alıyor ve onay süreci gerektiriyor. Bu teknik uzmanlığı yirmi yıldan uzun bir sürede elde ettik ve aşımızın geliştirilmesinin henüz klinik aşamaları devam ederken üretim kapasitemizi en fazla kişiye, en kısa zamanda ulaştırabilecek şekilde de artırdık. Bizim görüşümüze göre fikri haklardan feragat edilmesi Covid 19 aşısının üretiminin artırılması noktasında doğru bir adım değil. Buna karşın, bazı yetkin üreticilerle, özel lisans paylaşımı olasılığını değerlendiriyoruz. Çünkü bizim aşımızın üretimi çok zahmetli ve karmaşık.”

BioNTech'in kurucularından Dr. Özlem Türeci:
“Aşıların patentlerinin askıya alınması iyi bir fikir değil. Bizim üretim sürecimiz 50 binden fazla adım içeriyor, güvenlik ve koruma için hepsi doğru uygulanmalı. Deneyimli personel, özel tesisler, ham maddeye erişim gerekiyor. Aşı üreticileri açısından, bunu uyumlu bir şekilde ve uluslararası çapta yapabilmek için yasal, idari ve organizasyonel çözümlerin daha önemli olduğuna inanıyoruz.”

BioNTech'in kurucularından Prof. Dr. Uğur Şahin:
"Bizim yapabileceğimiz üretim kapasitesini artırmaktır. Sorun lisans vermekle bitmiyor. Çünkü aşı üretimi 20 yıllık bir tecrübeye dayanıyor. Bu nedenle gerçekten yetkin olan üreticilere özel lisanslar vermeyi değerlendiriyoruz. Sanayileşmiş ülkeler şunu anlamak zorunda, yoksullara bir kez yardım etmek yetmez. BioNTech, bu tür ülkelere kâr amacı gütmeyen düşük fiyatlarla aşı sağlıyor. Ham madde, üretim, tedarik sorunu var. Fikri mülkiyetin korunmasından feragat etmek bir çözüm değil.”

Pfizer CEO'su Albert Bourla:
“Covid-19 aşılarındaki fikri mülkiyet hakkından feragat edilmesine karşıyız. Fikri mülkiyet hakkının korunması bir inovasyon kaynağıdır ve gelecekte de bu şekilde kalması gerekir.”

Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan:
Aşılama hızındaki sorun patent değil ki! Dünya genelinde kapasitesinin altında üretim yapan tesis yok şu anda. Hepsi harıl harıl çalışıyor. Siz sanıyorsunuz ki sadece Almanya, ABD, İngiltere aşı üretiyor. Hayır. Hindistan, şu an dünyada en çok aşısı üreten ülke ve hiçbiri kendi markası değil. Aşıyı bulan firma kapasitesi yetmiyorsa başka bir ülke ile anlaşır, orada da üretime geçilir. İnsanlar da zannediyor ki ‘formül sır gibi saklanıyor’ da ondan aşı yetişmiyor. Diyelim daha fazla aşı üretildi. Bu aşıları saklayacak depo yok, soğuk zincirin yok! Gönderdiğin ülkede de bunları güvenle saklayacak teknik altyapı yok. Yani ‘patent’ en az sorun olan şey burada.”

ABD Jackson Laboratuvarı Baş Araştırmacısı Prof. Derya Unutmaz:
Patent konusunda popülist bir yaklaşım var. Çin’in ürettiği Sinovac’ın bir patenti yok. Neden başka bir ülkede üretilmiyor? Rusya ‘Gelin üretin Sputnik-V aşısını veriyorum’ dedi. 50 ülkeye teklif ettiler. Kimse yanaşmadı. Neden? Aşı üretmek kolay iş değil. Büyük yatırımlar yapmak lazım. Milyar dolarlar yatırsanız dahi en erken ancak 6 ay sonra aşı üretebilirsiniz.”

İlaç şirketleri DSÖ çatısı altında yapılan toplantı öncesi, ABD Başkanı Biden’e, patent feragati talebine direnme çağrısı yapan AstraZeneca PLC, Pfizer ve Johnson & Johnson firmaları, mevcut patent sistemi içinde bu yıl toplam 10 milyar doz aşı üretebileceklerini vadetti. patentten vazgeçilmesi gerektiğini savunan gruplar, 10 milyar doz hedefine ulaşılamayacağını söylüyor.

Karalayanlar

Patent hakkının askıya alınması gerektiğini dile getirenler, patent korumasıyla aşının yoksul ülkeler için erişilmesi güç hale geldiğini savunuyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Sekreteri Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus
“Tarihin istisnai bir döneminde yaşıyoruz ve bu güçlüğün altından kalkabileceğimizi göstermemiz gerekiyor. Doz paylaşımı, teknoloji transferi, DSÖ'nün Covid-19 Teknoloji Erişim Havuzu inisiyatifinin savunduğu biçimiyle gönüllü lisanslama ya da Güney Afrika ve Hindistan’ın önerdiği gibi fikri mülkiyet haklarından feragat edilmesi... Bunların hangisi olursa olsun, her türlü engeli ortadan kaldırmalıyız. Başkan Biden’ın aşılardaki fikri mülkiyet hakkının korumasından feragat edilmesini destekleme taahhüdü, Covid-19 ile mücadelede muazzam bir an.”

Fransa Bilimler Akademisi üyesi, virüs bilimci ve mikrobiyoloji uzmanı İstanbul Tabip Odası üyesi Prof. Dr. Selim Badur
“Birer ticari kuruluş olan üreticiler ellerindeki patent olanaklarını yitirmek istemiyorlar. Bu durum somut olarak AIDS tedavisinde kullanılan anti-retroviral ilaçlar konusunda 2000'li yıllarda yaşandı. Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Brezilya ve Hindistan'da üretilen jenerik ilaçları almaya yeltenmesi DSÖ’yü ayağa kaldırdı. Ancak AIDS konusunda çalışan sivil toplum örgütlerinin direnmesi ile yine de bazı kazanımlar elde edildi. Bugün de DSÖ patent haklarından en azından bir süre için vazgeçilmesini talep etmekte, üreticiler de buna yanaşmamaktadırlar.”

Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Kayıhan Pala
Aşıdaki patent koruması, şirketlere sermaye birikimi sağlama yaklaşımı olduğu müddetçe çok yüksek dozdaki aşı kısa sürede dünyayla buluşturulamaz. Tüm rakamlar açıklanmıyor ancak aşı şirketlerine hükümetlerin fon aktardığını biliyoruz. Tek başına patentin yeterli olmadığının biz de farkındayız. Patentle birlikte bir yapım bilgisine, bunu yapabilecek donanıma, insan gücüne ihtiyaç var. Ancak şunu tartışmamız gerekiyor: Birileri bu süreci bir sermaye birikimi ve kâr maksimizasyonu olarak devam ettirsin mi, yoksa sağlık haktır herkesin eşitçe hem aşıya hem tedaviye ulaşması gerekir, diye bir yaklaşım mı baskın çıkacak.”

Sungkyunkwan Üniversitesi Yrd. Doç. Dr. Gökçe Başbuğ
“Patentlerin kaldırılmasının neden kötü bir fikir olduğu sorulduğunda, üretim sürecinin 50 binden fazla adım içerdiği, deneyimli personel, özel tesis ve hammaddeye erişim gerektirdiği gerekçesi dile getiriliyor. Geçmiş örneklere baktığımızda benzer söylemlerin benimsendiği görülüyor. Reklam ve pazarlama aşamasında ‘çok kolay bir şekilde üretilebiliyor, mutasyonlara hızlıca adapte edilebiliyor’ diye sunulan mRNA aşısı, iş paylaşmaya gelince kompleks, başkalarının kolayca üretemeyeceği bir ürün halini alıyor.”

İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Müftüoğlu
“Meseleyi daha doğru yorumlayabilmek için çocuk felci aşısının bulunuş hikâyesine bakmak lazım. Dr. Jonas Edward Salk 1952’de ilk aşıyı geliştirdi. ‘Patentini aldınız mı?’ diye sorduklarında -ki o dönem patent yaklaşık 8 milyar dolar- ‘Güneşin patenti mi var?’ diye yanıt verir. Yani bu tip aşılar insanlığın ortak malıdır. Eğer bugün aşı eşitsizliğini çözemezsek bu işten kurtulmamız mümkün değildir. Fakir ülkelerin bu aşıya ulaşması şarttır. Kaldı ki bu şirketler aşının araştırılması, geliştirilmesi için zaten kamu kaynaklarını kullandılar.”

Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Nuriye Ortaylı
“Elbette patent çözülse aşılar iki günde çoğalmayacak ama önemli olan adım atılması. Uzmanlar gerekli yatırım ve bilgi transferiyle birçok ülkede 10-12 ayda üretime başlanabileceğini tahmin ediyor. Bu üretim kapasitesi ile açık ki 2023’e kadar dünyanın geri kalanını aşılamak mümkün değil. Şimdi Pfizer ‘3. doz gerekiyor’ dedi. Dönüp dönüp tüm üretimi zengin ülkelere mi satacaklar? Patentin üzerine oturmasınlar.”

Eski CHP milletvekili avukat İlhan Cihaner
“Aşılar bilimsel ilerlemeler birikimli süreçlerin eseridir. Tüm insanlığın katkısı vardır. Aşıya erişimde küresel bir adaletsizlik söz konusu. Varsıl ülkeler kullanım ihtiyaçlarının üzerinde aşıyı stoklarken, yoksul ülkeler aşıya erişimde zorluk aşıyor.”

Gerçek Ne?

Covid-19 salgınının etkisi tüm dünyada sürüyor. İlk aşının üretildiği 8 Aralık 2020 tarihinden bu yana artık daha umutluyuz. Ancak aşılama çalışmaları bütün ülkelerde aynı hızda ilerlemiyor. Bazı Avrupa ülkelerinde genç nüfusun aşılanmasına geçilmişken, bazı yoksul ülkeler nüfusunun %2’sini aşı yapabilmiş değil. Bu noktada tartışmalar patent hakkı üzerinde yoğunlaşıyor. Hindistan ve Güney Afrika’nın korona virüs aşılarının patent hakkının askıya alınması önerisinin ardından ABD, Rusya ve bazı Avrupa ülkeleri de benzer açıklamalarda bulundu. Uluslararası Af Örgütü gibi insan hakları örgütleri bu öneriyi desteklerken ilaç şirketleri teklife karşı çıkıyor.

Neden patent yapılıyor
Bir buluşun veya faydalı bir yöntemin belgelenmesi işlemine patent deniyor. Bir ilacın araştırma ve geliştirme süreçlerinde patentler şirketlerin maliyetlerini karşılamasına yardımcı oluyor. Patent sisteminin amacı teknoloji alanındaki yenilikleri ödüllendirerek buluş sahiplerini daha fazla buluş yapmaya ve bunun bilgisini toplumla paylaşmaya teşvik etmek olarak belirtiliyor. Patent, buluş sahibine başvuru tarihinden itibaren 20 yıllık bir koruma sağlıyor. Bu da patent sahibinin izni olmadan, hiç kimsenin buluşu üretememesi, satamaması, kullanamaması ve ithal edememesi anlamına geliyor. Koruma süresi sonunda ise buluş, herhangi bir izne gerek olmaksızın toplumun serbest kullanımına açılıyor. Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ), 1995 yılında kurulduğunda fikri mülkiyet haklarının ticaretle ilgili yönlerini düzenleyen Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması (TRIPS) da yürürlüğe girdi. DTÖ anlaşmalarına taraf olan devletler hangi ürün söz konusu olursa olsun, patent korumasını kabul etmiş oluyorlar.

Patent itirazları
Hindistan ve Güney Afrika Ekim 2020’de DTÖ’den fikri mülkiyet kurallarında Covid-19 aşıları için istisna yapılmasını talep etti. 60’tan fazla ülke bu öneriye destek verdi.
İtalya Dışişleri Bakanı Luigi Di Maio “Kısa zamanda Covid-19 aşılarının patentlerine serbest erişim hakkı gerekiyor.” dedi.
Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen “Covid-19 aşılarında patent istisnasını tartışmaya hazırız.” açıklamasında bulundu.
Alman gazete Süddeutsche Zeitung, "Berlin, patentlerin kaldırılması konusunda çok istekli değil.” değerlendirmesini yaptı.
Aralarında Nobel ödüllü bilim insanları ve eski liderlerin de bulunduğu 175 kişi, Beyaz Saray’a, aşıların fikri mülkiyet haklarının askıya alınması için devreye girme çağrısı yaptı.
ABD Başkanı Joe Biden, diğer ülkelerin de korona virüse karşı geliştirilen aşıların muadillerini üretebilmesi için, fikri mülkiyet hakkının gevşetilmesine destek verdiğini açıkladı.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin DTÖ’nüm fikri mülkiyet kurallarında Covid-19 aşıları için istisna yapılması önerisini desteklediğini duyurdu.
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Ghebreyesus, ABD'nin Covid-19 aşılarının üretim kapasitesini artırmak için patent hakkının kaldırılmasını desteklemesine övgüde bulunarak, “Bu, Covid-19 ile mücadelede muazzam bir an.” ifadesini kullandı.
Eski CHP milletvekili avukat İlhan Cihaner koronavirüs pandemisinde kullanılan tüm aşı, ilaç ve tedavi yöntemlerindeki patent uygulamasının kaldırılması için Avrupa Birliği Adalet Divanı'nda dava açtı.

DTÖ müzakereleri
DTÖ Genel Direktörü Ngozi Okonjo-Iweala “Ben taraf tutamam. Görevim, anlaşma için üyeleri bir araya getirmek ve masada müzakere etmelerini sağlamak. Bu konuda çok açık olmak istiyorum, fikri mülkiyet haklarından feragat yeterli olmaz.” dedi.

Kararların uzlaşı ile alındığı DTÖ'de bir ülkenin dahi itirazı halinde öneri kabul edilemiyor.

Hindistan ve Güney Afrika’nın teklifi DTÖ Genel Konseyi’nin 05 Mayıs 2021 tarihli toplantısında görüşüldü. Taraftarların anlaşamaması üzerine, ilave çalışma ve yenilik yapma yetkisi DTÖ’nün bir organı olan Ticaretle İlgili Fikri Mülkiyet Hakları Konseyi’ne verildi.

G7 zirvesi
13 Haziran 2021’de İngiltere’de gerçekleşen G7 zirvesinde, Covid-19’a karşı aşının patentinin kaldırılması reddedildi.

Dünyada Covid-19 aşıları
Dünya genelinde, ikinci doz aşı yapılanlar da dahil olmak üzere şu ana kadar yapılan doz sayısı 3 milyara yaklaştı. Aşı istatistiklerini günlük derleyen Our World In Data verilerine göre dünya nüfusunun yaklaşık 21,36'sı en az bir doz aşı oldu. İngiltere, İzlanda, Kanada, İsrail, Bahreyn ve Uruguay halkın yüzde 60'ından fazlasının en az bir doz aşılandığı ülkeleri oluşturuyor. Kuzey Amerika'da ise her 100 kişiden en az 40'ı aşı yaptırma imkanı bulurken, Afrika'da ise bu sayısı 2. Aşılamaya hız verilmesini isteyen Dünya Sağlık Örgütü, eylül ayına kadar bütün ülkelerden nüfuslarının en az %10’unu aşılaması çağrısı yaptı. DSÖ, aşı tedariğinde yaşanan sıkıntılardan dolayı her 10 Afrika ülkesinden 9'unun bu hedefe ulaşamayacağını öngörüyor.

Dünya genelinde 150'den fazla aşı adayı üzerinde çalışmalar sürüyor. Amerikalı Pfizer/BioNTech, Johnson&Johnson ve Moderna, Çinli Sinovac ile Sinopharm, Rus Gamaleya (Sputnik V) ve Oxford Üniversitesi'nin AstraZeneca ile işbirliği ile ürettikleri ilaçlar kullanımda.

Covid-19 aşısı üreten firmalar ve aldıkları aşı siparişleri:
AstraZeneca/Oxford: 3 milyar
Novavax: 1,4 milyar
Pfizer/BioNTech: 1,2 milyar
Moderna: 816 milyon
Gamaleya: 765 milyon
Sanofi/GSK: 712 milyon
Johnson&Johnson: 368 milyon
Sinovac Biotech: 367 milyon
CureVac: 275 milyon
Snopharm: 230 milyon

Aşı üretimi zahmetli mi?
Dukes Küresel Sağlık İnnovasyon Merkezi (GHIC) Programlar Yardımcı Direktörü Andrea Taylor’ın yaptığı açıklamaya göre, aşı imalatı tedarik zinciri, hammadde ve ülkeler arasında teknoloji ile uzmanlık paylaşımında zorluklar yaşıyor. “AstraZeneca başta bu yıl 3 milyar doz üretmeyi planlıyordu. Şirket bunun için farklı coğrafi noktalarda üretim yapacak ortaklarına güveniyordu ve bu da teknoloji ve uzmanlık transferi gerektiriyordu. Bu sorunları çözmek AstraZeneca'da çok daha uzun sürdü. Teknoloji transferini gerçekleştirmeye ve küresel ortaklar bulmaya çalışan diğer aşılar da aynı zorlukları yaşıyor. İşe başlamak daha uzun zaman alıyor.”

Ülkelerin aşı paylaşımı
Covid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı (COVAX) kapsamında, 145 civarındaki yoksul ülkede nüfusun % 3,3'ünün bu yıl ortasına kadar aşılanması hedefleniyordu. COVAX, 131 ülkeye 90 milyon doz aşı sağladı.

Merkezi Londra’da bulunan bilimsel veri analiz şirketi Airfinity'ye göre sadece Çin, ülke dışına 263 milyon doz aşı gönderdi.

Hindistan yurtdışında 54,6 milyondan fazla aşı dozu sattı ve ortak ülkelere 10 milyondan fazla bağışta bulundu.

Rusya ürettiği aşının 13 milyon dozunu ihraç etti.

G7 ülkeleri ihtiyaç sahibi ülkelere toplam 1 milyar doz Covid-19 aşısını COVAX programı aracılığıyla hibe etmek üzere anlaştığını duyurdu.

ABD basını, Beyaz Saray'ın gelecek yıl sonuna kadar yaklaşık 100 yoksul ülkeye 500 milyon doz Pfizer/BioNTech aşısı sağlamaya hazırlandığını yazdı.

Dünyada eksik aşılamanın yarattığı maliyet
Koç Üniversitesi profesörü Selva Demiralp ve ekibinin yaptığı araştırma, dünyada eksik aşılanmanın yarattığı maliyetin, aşı üretimi ve dağıtımı için gerekli olan kaynaktan çok daha fazla olduğunu ortaya koydu. “Yapmış olduğumuz çalışma, aşının dünya geneline eşit olarak dağılmaması durumunda, zengin ülkelerin omuzlamak zorunda kalacakları ekonomik maliyeti hesaplıyor. Gelişmiş ülkelerin 2021'in ilk yarısında tamamen aşılanıp gelişmekte olan ülkelerin nüfusunun ise sadece yarısının sene sonuna kadar aşılandığını varsayan bir senaryoda global olarak hesapladığımız maliyet yaklaşık 3,8 trilyon dolar. Bu maliyetin yaklaşık yüzde 50'si gelişmiş ülkeler tarafından ödeniyor. Bu çerçeve içinde uluslararası girdi-çıktı tablolarını kullanmak suretiyle 65 ülke ve 35 sektör için yapmış olduğumuz çalışma gösteriyor ki, pandemi global olarak hayatımızdan çıkmadığı sürece tam anlamıyla global bir ekonomik toparlanmadan söz edebilmek mümkün değil.”

Covid-19’un ekonomiye etkisi
Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Ekonomik Durumu ve Beklentiler Raporu'nda korona virüs aşısı dağıtımındaki eşitsizliğin küresel ekonomik toparlanma için ciddi risk teşkil ettiği uyarısı yapıldı. Rapora göre dünya ekonomisinin bu yıl %5,4 büyümesi bekleniyor. Fakat Covid-19 aşısının ülkeler ve bölgeler arasındaki eşitsiz dağıtımı salgın nedeniyle halihazırdaki dengesiz ve kırılgan küresel ekonomik toparlanmayı tehdit ediyor. Gelişmekte olan ülkelerin çoğunun ekonomik görünümünün 2019’daki seviyelerinin altında olacağı kaydedilen raporda, ekonomisi turizme ya da mal ticaretine dayalı ülkelerinse hızlı toparlanmasının olası gözükmediği belirtildi. Salgının 114 milyondan fazla kişiyi aşırı yoksulluğa ittiğine ve bunun 58 milyonunun kadın olduğuna dikkat çekilen raporda, erkeklere oranla daha fazla kadının işsiz kaldığı kaydedildi.

Dünyada aşı üretim destekleri
Airfinity'nin verilerine göre, AstraZeneca, Pfizer/BioNTech, Novavax, Sinovac, Curevac, Johnson & Johnson, Sanofi/GSK, Sanofi/Translate Bio aşı çalışmalarına kamu ve hayır kurumları tarafından verilen destekler dahil olmak üzere toplam 22,88 milyar dolar seviyesinde yatırım yapıldı.

Aşı firmalarının kâr tahmini
İngiliz The Guardian gazetesi, dünya genelinde korona virüsü aşısı üreten şirketlerin bu süreçteki gelir hedef ve tahminlerini aktardı.
Pfizer/BioNTech ortaklığı, 2021'de aşı satışlarından 15 milyar dolarlık gelir bekliyor. Aşı üretimindeki artışa bağlı olarak 30 milyar dolara kadar çıkabileceğini belirtiyor.
Moderna’nın 2021'de 19,6, 2022'de 12,2, 2023'te 11,4 milyar dolar gelir edeceğini öngörülüyor.
Johnson & Johnson 10 milyar dolar gelir bekliyor.
AstraZeneca firması 2022’de 3 milyar dolar gelir bekliyor.
Sinovac Şirket, bu yılki üretimin 1 milyar dozu aşabileceğini açıkladı ancak gelir hedefi net değil.
Novavax şirketi önümüzde 12 ayda birkaç milyar dolarlık gelir elde etmeyi bekliyor.

Paylaş:
yorum kuralları

Önemli gelişmeleri yakından takip et