Son zamanlarda Türkiye’nin en önemli dış politika gündemi haline gelen Doğu Akdeniz sorununda kriz her geçen gün derinleşiyor. 2017 yılından bu yana Doğu Akdeniz’deki doğal gaz rezervlerinin paylaşılamaması ile artan gerginlik, Fransa ve AB ülkelerinin taraf olmasıyla daha da alevleniyor. Kökeni 2000’li yılların başına kadar dayanan Doğu Akdeniz sorunu, Türkiye ve Yunanistan’ı karşı karşıya getirmeye devam ediyor…
İki NATO müttefiki olan Türkiye ve Yunanistan arasındaki krizin her geçen gün daha kırılgan hale geldiği Doğu Akdeniz sorununda; bugüne nasıl gelindi, şu an neler yaşanıyor, Yunanistan neden Türk sularında hak iddia ediyor? Konu hakkında uzmanlar ne diyor?
Doğu Akdeniz sorunu Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanan gerginlik ve birbirlerinin belirledikleri kıta sahanlıklarını tanımama olarak gözükse de Doğu Akdeniz’de Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), Mısır, İsrail, Ürdün, Suriye ve İtalya gibi ülkeler Türkiye’ye karşı ortak cephe almış durumda. Oluşturdukları Doğu Akdeniz Gaz Forumu’na Türkiye’yi davet etmeyerek bu durumu meşrulaştıran ülkeler, 2021 yılında aralarına Fransa’yı da almaya hazırlanıyor. Bölgeye çok uzak olan Fransa’nın da olaya dahil olarak Türkiye ile kriz yaşaması ise GKRY’nin, Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni (KKTC) hiçe sayarak çıktığı doğalgaz arama çalışmalarında ihaleyi Fransız Total şirketine vermesi ile başlıyor. Türkiye ise Doğu Akdeniz’de sadece Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile ittifak oluşturmuş durumda. Son günlerde yaşanan yeni gelişmeler ve iki ülke tarafından yapılan açıklamalar, Mısır ve Türkiye arasında da bir uzlaşı olabileceğinin sinyallerini veriyor.
Kıta Sahanlığı nedir?
Kıta sahanlığı bir kıyı ülkesinin deniz alanında süren doğal uzantısıdır. 1982 Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi baz alınarak belirlenen kıta sahanlığı; ülkenin doğal uzantısının bütünündeki denizaltı alanlarının deniz yatağı ve toprak altını içeriyor, genişliği 200 deniz miline kadar uzanıyor. Coğrafi şartların el verdiği durumlarda 350 deniz miline kadar uzanabiliyor. Denize kıyısı olan devletler sonradan bir kazanıma veya ilan etmeye gerek duymaksızın doğal bir biçimde kıta sahanlığına sahip sayılıyor. Kaynak↗
Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) nedir?
Kıyısı bulunan devletin hem deniz tabanı hem de su kütlesini kapsıyor. Kıta sahanlığının aksine MEB’in ilan edilmesi gerekiyor. Kıyısı bulunan devletin bölgede deniz yatağı üzerindeki sularda, deniz yataklarında ve bunların toprak altındaki doğal kaynaklarının araştırılması ve işletilmesindeki haklarını konu ediniyor. MEB’in uzunluğu 200 deniz milinin ötesine geçemiyor. Sahilleri bitişik ve karşı karşıya bulunan devletler arasındaki MEB sınırlandırmasında ise hakkaniyet ilkesine uyuluyor. Kaynak↗
Fark ne?
Kıta sahanlığı kıyı ülkeleri için ilan edilmeksizin doğal hak sayılıyor, MEB’in ise uygun şekilde ilan edilmesi ve Birleşmiş Milletlere deklare edilmesi gerekiyor.
Mavi Vatan nedir?
Mavi Vatan, Türkiye'nin Karadeniz, Marmara, Ege ve Akdeniz'deki denizcilik politikasını şekillendiren doktrindir. 2015 sonrasında Türkiye'nin deniz alanlarındaki aktif ve askeri güce dayalı stratejisinin temelini oluşturuyor. İlk olarak Türk Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'ndan emekli Tümamiral Cem Gürdeniz tarafından kullanılan Mavi Vatan terimi, müstafi Tümamiral Cihat Yaycı tarafından geliştirilerek daha spesifik hale dönüştürüldü. Mavi Vatan’ın önemi, yaşanan Doğu Akdeniz sorununda birçok uzman tarafından vurgulandı. Kaynak↗
Doğu Akdeniz nasıl bir sorun haline geldi?
Çeşitli ülkelerin taraf olması, AB’nin olaya dahil olması, ABD’nin açıklamaları gibi nedenlerden dolayı son yıllarda daha da alevlenen gerginlik, 2000’lerin başında Doğu Akdeniz’de zengin doğal gaz rezervleri olduğu yönündeki bilimsel araştırmalar ile başladı. Söz konusu araştırmalardan önce Doğu Akdeniz’deki ilk doğal gaz yatağı 1999 yılında İsrail tarafından keşfedilmişti. Araştırmalardan sonra Türkiye’nin hukuksuz olarak nitelendirdiği, bölgeye kıyısı olan ülkeler ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin MEB çalışmaları başladı. 2003 yılında Mısır ile GKRY arasında imzalanan MEB ile resmileşen kriz, GKRY’nin Lübnan, Suriye ve İsrail ile MEB anlaşmaları yapmaya devam etmesi ile derinleşti. Türkiye, bu anlaşmalarla Kıbrıs Türk’lerinin ve Türkiye’nin haklarının çiğnendiğini belirterek, konuyu Birleşmiş Milletler’e (BM) taşıdı ve kendi MEB haritalarını BM nezdinde onaylattı. GKRY’nin, Türkiye’nin itirazlarına rağmen tartışmalı noktalarda anlaşmalar yapmaya devam etmesi, Doğu Akdeniz sorununun en temel noktasını oluşturdu.
GKRY, 2007 yılında Türkiye ve KKTC’nin hukuksuz olarak gördüğü 13 parselde doğal gaz arama faaliyetleri yapılacağını ilan ederek bölgede; İtalyan Eni, Güney Koreli Kogas, Fransız Total, İngiliz BG, İsrailli Delek ve Avner şirketleri ile anlaştı ve ruhsat vermeye başladı. Böylece kıyıdaş olmayan ülkeler de çeşitli kuruluşlar ile Doğu Akdeniz sorununun içine girdi. Buna karşılık Türkiye kendi ve KKTC’nin haklarını korumak için Ada’nın kuzeyi ve doğusunda belirlediği bölgelerde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'na (TPAO) arama ruhsatları verdi.
Doğu Akdeniz hakkındaki tartışmalar ise East-Med boru hattı projesi ile farklı bir derinlik kazandı. Akdeniz gazının İsrail, GKRY ve Yunanistan üzerinden Avrupa'ya taşınma planı, bölgede en büyük kıta sahanlığı olan Türkiye’nin projeye dahil edilmemesi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’den by-pass edilmesi olarak yorumlandı.
Türkiye ise Doğu Akdeniz’deki diğer ülkelerin dışlayıcı tavrına İlk sondaj gemisi Fatih'i, Türk savaş gemilerinin korumasında Akdeniz'e çıkararak cevap verdi. Türkiye 2019 yılında ikinci sondaj gemisi Yavuz'u da doğal gaz arama faaliyetleri için bölgeye gönderdi.
Buna karşılık bölgede hak sahibi olan Türkiye, düzenlenen Doğu Akdeniz Enerji Forumu’na davet edilmezken, yürüttüğü sondaj faaliyetleri nedeniyle AB tarafından yaptırımlarla da karşılaşacağı açıklandı. (Kaynak↗), (Kaynak↗), (Kaynak↗)
Gelinen son noktada yaptırım açıklamalarına rağmen Türkiye Akdeniz’deki hakları için envanterinde bulunan 5 sondaj ve araştırma gemisinin 4’ünü Akdeniz’de bulunduruyor.
Fatih sondaj gemisi şu anda Karadeniz’de çalışırken, Yavuz sondaj gemisi, Kanuni sondaj gemisi Akdeniz’de görev alıyor. Sismik araştırma gemileri olan Barbaros Hayreddin Paşa ve Oruç Reis de Akdeniz’de araştırmalarına devam ediyor. Kaynak↗
Türkiye’siz Doğu Akdeniz Gaz Forumu kuruldu
İsrail, “Forumda Filistin de yer alıyor” dedi
Akdeniz'e kıyısı olan altı ülke, Doğu Akdeniz'de bulunan doğalgaz kaynaklarının çıkarılması ve ihracatını teşvik etmek amacıyla 2020 yılında Mısır merkezli hükümetler arası bir kurum kurdu. Mısır, İsrail, Yunanistan, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), İtalya ve Ürdün’ün dahil olduğu foruma; İsrail’in açıklamasıyla Filistin’in de dahil olduğu vurgulandı. Katılma başvurusunu yapan Fransa’nın da 2021 yılı içerisinde dahil olması beklenen Doğu Akdeniz'deki gaz piyasasını düzenlemek için kurulan foruma, ABD de resmi başvuru yaptı.
Taraflardan resmi bir davet gelmese de İsrail’in Türkiye’nin de foruma katılmasını istedikleri yönündeki açıklamasına karşılık Türkiye, KKTC davet edilmediği için iş birliğinden uzak durdu. Foruma Türkiye’nin KKTC olmadan katılması söz konusu olursa Kıbrıslı Türklerin kıta sahanlığı bakımından Doğu Akdeniz üzerindeki hak kayıplarının normalleşmesi endişesi gözetiliyor. Kaynak↗, Kaynak↗
East-Med boru hattı projesi
İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs’ın imza attığı proje, İsrail’den çıkarılacak doğal gazın Avrupa’ya taşınması için ‘Türkiye’siz bir rota’ üzerinden ilerliyor. Projeye göre İsrail’den çıkarılacak doğal gaz, su altı borularıyla önce Güney Kıbrıs’a ulaşacak, oradan Girit adasına devam edecek. Ardından Yunanistan ve İtalya üzerinden Avrupa’ya ulaşacak. Projenin temel çıkış noktası, Türk kara sularını kullanmadan ve herhangi bir şekilde Türkiye’yi projeye dahil etmeden İsrail doğal gazını Avrupa’ya taşıyabilmek. Kaynak↗
Türkiye’nin Libya hamlesi
Türkiye ile Libya arasında 27 Kasım'da imzalanan "Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası," Yunanistan başta olmak üzere birçok ülke tarafından tepkiyle karşılanmıştı. Türkiye ile Libya arasındaki anlaşma Girit Adası'nın doğusunda kalan bölgenin iki ülke tarafından kontrol edilmesini içeriyor. East-Med boru hattının da tam bu bölgeden geçmesi planlanıyor. Türkiye Libya arasındaki anlaşma uzmanlar tarafından, hem oluşturulan Doğu Akdeniz Gaz Forumu hem de East-Med boru hattı projesinin Türkiyesiz olmayacağının mesajı olarak yorumlanıyor. Kaynak↗, Kaynak↗
Navtex nedir?
Ülkelerin Deniz Kuvvetleri, yapacağı eğitim ve tatbikatların bilgisini önceden duyurarak bu sahalara girilmemesi konusunda Navtex ile uyarılarda bulunur.
Karşılıklı Navtex’ler ile gerilimin zirve yaptığı 2020
Türkiye ve Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti arasında imzalanan savunma ve güvenlik iş birliği ile deniz yetki alanlarının sınırlandırılması muhtıraları 2020 yılının Doğu Akdeniz’de daha sıcak geçmesini sağladı. Yaşanan gelişmeler ışığında tarafların geri adım atmaması, AB’den gelen yaptırım kararları bölgenin daha kırılgan hale gelmesine neden oldu. Türkiye’nin 21 Temmuz’da Oruç Reis sismik araştırma gemisinin faaliyetleri kapsamında Meis Adası'nın güneyi ve doğusunda Navtex ilan etmesiyle basında yer bulan savaş söylemleri de beraberinde geldi. Türkiye ve Yunanistan savaş gemilerini Doğu Akdeniz’e gönderdi. Almanya'nın arabuluculuğu ile Oruç Reis sismik araştırma gemisinin faaliyetlerini bir süreliğine erteleyen Türkiye, bir anlaşmaya varılamadığı için yeni Navtex ile Oruç Reis’i tekrardan göreve gönderdi. Karşılıklı Navtex’lerin ilan edildiği 2020 yılının arından istikşafi görüşmelere başlayan Türkiye ve Yunanistan, Doğu Akdeniz sorununda uzlaşma formülü arıyor. Kaynak↗
Karşılıklı tatbikatlar
Yunanistan ile yakınlaşan Fransa’nın da Türkiye hakkındaki söylemlere dahil olması ve Doğu Akdeniz’de Yunanistan ile ortak tatbikat düzenlemesi, krize yeni bir aktör daha eklenmesine sebep oldu. Ardından Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de Birleşik Arap Emirlikleri, GKRY, İtalya ve ABD ile ortak tatbikat yapmasıyla bölgedeki gerilim bir üst seviyeye taşındı. Kaynak↗
Türk Deniz Kuvvetleri tarafından 25 Şubat-7 Mart tarihleri arasında 87 gemi, 27 uçak ve 20 helikopter ve İHA’ların katılımıyla Ege ve Doğu Akdeniz’de gerçekleştirildi. Tatbikatın yerli silah sistemlerinin, gemilerin etkinliğinin test edilmesi, Türk Silahlı Kuvvetlerinin harekata hazırlık eğitimlerinin yapılması ve kuvvetler arasında müşterek çalışabilirlik anlayışının artırılması maksadıyla gerçekleştirildiği açıklandı. Kaynak↗
Tartışmaların kökü Sevilla haritası
İspanya’nın Sevilla Üniversitesi’nde çalışan Prof. Juan Luis Suarez de Vivero tarafından hazırlandığı için üniversitenin adıyla anılan harita; Yunanistan’ın Ege ve Akdeniz’de kıta sahanlığı olarak hak iddia ettiği alan ile Kıbrıs Rum yönetiminin 2004 yılında ilan ettiği MEB'in sınırlarının, AB resmi sınırları olduğunu öne sürüyor.
Haritaya göre Meis Adası’ndan başlayan Yunan kıta sahanlığı, güneye doğru Akdeniz’in ortasına kadar iniyor ve Türkiye’ye Doğu Akdeniz’de Antalya körfezi dışında hareket alanı bırakmıyor.
Türkiye ise yüz ölçümü 10 kilometrekare olan, Anadolu'ya 2 kilometre, Yunan ana karasına ise 580 kilometre uzaklıkta olan bir adanın 40 bin kilometrekare genişliğinde kıta sahanlığı alanı yaratmasının rasyonel ve uluslararası hukuka uygun bir tez olmadığını vurgulayarak bu iddiaları reddediyor. Kaynak↗
Yunanistan’ın hamleleri, Türkiye’yi Doğu Akdeniz’den uzaklaştırmak olarak yorumlanıyor
Uzmanlar, Yunanistan’ın Doğu Akdeniz’de izlediği politikayı, Türkiye’yi bölgede saf dışı bırakmak olarak yorumluyor. Yunanistan’ın bölgedeki stratejisi olarak, GKRY ile çizeceği sınır ile Türkiye ve Mısır ilişkisinin kesileceği, Mısır’ın Yunanistan ile anlaşma yapmak zorunda kalacağı ve Türkiye’nin bu şekilde Antalya körfezinde sıkışacağı aktarılıyor. Uzmanlar, bu şekilde Yunanistan’ın doğuda uzanabileceği en uç noktaya ulaşabileceğini ve bu doğrultuda hareket ettiğini belirtiliyor. Kaynak↗
Yunanistan’ın tezinde, emsal karar yok
2000’li yılların başında gelişen, son 10 yıldır aktif gündem haline gelen fakat son 1 yıldır en önemli politika haline dönüşen Doğu Akdeniz sorununda Türkiye de Yunanistan da geri adım atmıyor.
Yunanistan iddia ettiği MEB alanını; Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi’nden, üzerinde insan yaşaması koşuluyla adaların da kıta sahanlığı olduğu kararına dayandırıyor. Fakat daha önce uluslararası boyutta yaşanmış bu sorunlar için mahkemelerin bu şekilde verdiği bir karar bulunmuyor.
Türkiye, Yunanistan tezine örnek olarak Fransa ve İngiltere'nin Manş Denizi'nde yaşadığı adalar anlaşmazlığını örnek gösteriyor. Benzer durum teşkil eden sorun için uluslararası tahkim, Fransa kıyılarına yakın konumdaki İngiltere'ye bağlı Manş Adalarını 12 millik çemberler içine alarak iki ülke arasındaki kıta sahanlığı çizgisini de kıyılar arasını orta hat olarak kabul edip Fransa'ya kıta sahanlığı hakkı tanımıştı. Kaynak↗
ABD: “Sevilla Haritası’nın hukuki bir önemi yok”
ABD'nin Türkiye Büyükelçiliği, Sevilla Haritası ile ilgili Twitter üzerinden açıklama yaparak haritanın hukuki bir statüye sahip olmadığı ifadelerine yer vermişti. Büyükelçilik, Avrupa Birliği'nin de bu haritayı hukuki bağlayıcılığı olan bir belge olarak görmediğini belirtmişti. Kaynak↗