Beslenme biçimlerinde de modada, iletişimde, teknolojide olduğu gibi trendler var. Ketojenik beslenme ya da keto diyet, son yıllarda adını sık duyuran, yaygın olarak uygulanmasının yanı sıra zararları olabileceğine dair tartışmalarla da dikkat çeken bir beslenme türü. Peki ketojenik beslenme dost mu düşman mı, uzmanların açıklamaları doğrultusunda gerçekler ne, derledik…
Ketojenik diyet/beslenme nedir?
Yağ ağırlıklı bir beslenme türüdür. Beslenme programında yüksek yağ tüketimine karşılık düşük miktarda karbonhidrat ve protein tüketimi vardır. Özellikle de karbonhidrat tüketiminde bu diyetin katı kuralları bulunuyor. Bu beslenme disiplinindeki yağ kaynaklarını, yağ oranı yüksek süt ürünleri, zeytinyağı, susam yağı, çörek otu yağı, hindistancevizi yağı gibi yiyecekler oluşturuyor.
Ketojenik beslenme aslında bir diyet değil, bir tedavi destekleyici
Ketojenik beslenme ilk olarak epilepsi nöbetlerini önlemek için 1924 yılında geliştirilerek uygulanmaya başladı. Ayrıca uzmanlar metabolizma ile ilgili hastalıklarda, Parkinson, Alzheimer, beyin ve sinir sistemi hastalıkları, otizm, bazı ruhsal ve mitokondriyal hastalıklarda da tedavi sürecine yardımcı olması amacıyla uygulanabileceğini belirtiyor. Ketojenik beslenmenin “keto diyete” dönüşüm hikayesi ise 1970’li yıllarda başlıyor. Keto diyeti son yıllarda iyice popüler hale geldi ve bir zayıflama yöntemi olarak kullanılıyor. Kaynak↗, Kaynak↗
Ketojenik beslenmede yasak yiyecekler
Tahıl ürünleri: Buğday, arpa, çavdar, yulaf, mısır, pirinç.
Basit şeker içeren ürünler: Bal, pekmez, akçaağaç şurubu, agave, şeker içeren paketli ürünler.
Meyveler: Karbonhidrat içeriği yüksek olduğu için serbest olarak belirtilen dışındaki tüm meyveler ve meyve suları.
Kök sebzeler: Patates, tatlı patates.
Baklagiller: Nohut, kuru fasulye, mercimek vs.
Ketojenik beslenmede serbest olan yiyecekler
Et ürünleri: Dana, koyun, kuzu, tavuk, hindi, balık etlerinin tamamı, yumurta.
Yağ oranı yüksek süt ürünleri: Krema, kaymak, kaşar peyniri, tam yağlı sert peynirler (Peynirin sertlik oranı arttıkça içindeki karbonhidrat oranı azalır), tereyağı.
Yeşil yapraklı sebzeler: Pazı, ıspanak, roka, lahana, tere vs.
Toprak üstü sebzeler: Karnabahar, brokoli.
Yağlı tohumlar: Badem, kaju, ceviz, fındık, ay çekirdeği vs.
Glisemik indeksi düşük olan böğürtlengiller: Yaban mersini, karadut, frambuaz, böğürtlen.
Yağ oranı oldukça yüksek olduğu için avokado.
Yağlar: Zeytinyağı, susam yağı, çörek otu yağı, hindistancevizi yağı (doymuş yağ oranı yüksek olduğu için yüksek miktarda kullanılmamalı).
Tatlandırıcılar: Stevia gibi karbonhidrat oranı düşük tatlandırıcılar.
Ketojenik beslenen biri neden kilo verir?
Kilo vermenin ilk kuralı alınan enerjinin harcanan enerjiden az olması gerekliliği. Bu da ortaya enerji açığı çıkarıyor. Ketojenik beslenme programı, vücudun ihtiyacı olan enerjiden daha azını verir ve böylece enerji açığı oluşur. Bunun yanı sıra yağların midede kalma süresi karbonhidrat ve proteinlere göre daha uzundur. Bu da sindirimin uzaması yani kan şekerinin yavaş yükselmesi ve bunun sonucunda da tokluk süresinin uzaması anlamına gelir. Böylece, ketojenik diyet uygulayanlarda kilo kaybı görülür. Vücudun yağ yaktığı evreye ketosis adı veriliyor ve ismini de bu evreden alan ketojenik beslenmede vücuda yağ yaktırılıyor. Yani iyice düşürülen şeker tüketimi sonrası vücut, karaciğerde depoladığı glikojeni yani bir tür şekeri tüketmeye başlar. Bu şeker tüketildiğinde vücut enerji ihtiyacını yağ yakarak karşılar.
Çeşit çeşit Keto diyet
Ketojenik beslenme; karbonhidrat, protein ve yağ miktarına göre çeşitlilik gösteriyor. En yaygın olanı ise günlük 50 gr ile karbonhidrat tüketimini sınırlandırıyor. 50 gr karbonhidrat, alınan kalorinin yüzde 10’u demek. Geriye kalan kalori ihtiyacının yüzde 20’si proteinlerden ve yüzde 70’i yağlardan karşılanıyor. Kaynak↗, Kaynak↗