Organik üretimin arkasına sığınanlar, gerçekten organik üretim yapanların oluşturmak istediği güven duygusuna zarar verirken hak etmeyen ürünlere tüketicinin daha fazla para ödemesine neden oluyor.
Yerel Tohum Derneği Kurucu Üyesi Hakan Karahanoğlu
“Organik Tarım Yönetmeliğinde hibrit tohumdan, kimyasal gübreye, zirai zehirlere kadar, konvansiyonel tarımda kullanılan enstrümanların çoğu kullanılıyor. Yasak olan tek şey GDO. Hibrit tohumla ürün üretilip, sağlıklı diye topluma sunulamaz. Organik tarım parlatılmış bir kavram. İnsanların çoğu sağlıklı beslenmenin temelini oturtmadan sağlıklı beslenme biçimi trende dönüştürüldü.”
Onkoloji Uzmanı Dr. Yavuz Dizdar
“İş, eninde sonunda üreticinin iyi niyetine gelip dayanır. Zira üretici kuralları esnetirse anlamamız çok kolay değildir. “Biz suyunu bile denetliyoruz” diye televizyon reklamları verenlerin bile sicilleri çok kötüdür. Tüketici, ambalajlanmış ve uzun raf ömrüne sahip ürünleri organik diye fazlasını ödeyip satın alıyorsa yanıltıldığını bilmelidir.”
CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal
"Böyle bir model, yönetim olamaz, aklımızla alay etmelerini kabul etmiyoruz. Adeta oturmuşlar cambazlık yaparak, ‘Acaba nasıl çiftçiyi desteklemeyiz, 2019'da ayırdığımız parayı acaba nasıl veremeyiz', üzerinden hesaplama yapmışlar. İyi tarım uygulamaları, organik tarım uygulamaları desteklemelerinin tümünde düşüş var. Dolayısıyla biz ithalata daha fazla devam edeceğiz ve daha güvencesiz gıdaya doğru gidiyoruz. Saray ve AKP, tarım ve çiftçiyi bitirmeye devam ediyor."
Zehirsiz Sofralar Sivil Toplum Ağı Kampanya Koordinatörü Turgay Özçelik
“Ekolojik ürün pahalıdır, algısı doğru değil. Doğrusu, ekolojik üretim Türkiye genelinde desteklenmiyor, teşvik edilmiyor. Herhangi bir zararlı ile pestisit kullanarak mücadele etmek daha kolay ve ucuz. Ekolojik üretim yapan çiftçiler, zehir kullanmadıkları için ve herhangi bir destek görmedikleri için birim maliyetleri daha yüksek. Eğer ekolojik üretim desteklenir ve gelişirse, fiyatlar da düşecek, zehirsiz ürünlere herkes ulaşabilecek. Organik, ekolojik, zehirsiz… Böyle ayrımların olması bile yanlış. Tüm tarım zehirlerinin yasaklanması, insan ve doğaya zarar vermeyecek üretim yöntemlerinin teşvik edilmesi, tüm ürünlerin aynı derecede sağlıklı olması ve herkesin erişimine açık olması gerekir.”
TESK Başkanı Bendevi Palandöken
"Organik, doğal ya da yöresel yazılarak köy ekmeği, peynir, tereyağı, saman yapıştırılmış yumurta, tatlandırıcı kullanılmış bal, reçel gibi birçok gıda ürünü satılıyor. Özellikle sosyal medyada ve e-ticaret sitelerinde reklamlar yapılarak, 'organik', 'yöresel', 'hakiki' gibi tanımlarla müşteri kazanmaya çalışılıyor. Kelime oyunu yaparak sahte ve hileli ürünleri piyasaya sürenler son dönemde arttı.”
Gazeteci Güntay Şimşek
“Kaynağından; bahçeden eve, tarladan eve, köyden eve, organik pazarınız, gibi isimlerle sanal ortamda satış yapanların tarladaki rakamlarıyla İstanbul’daki marketlerdeki fiyatlar aynı. Tarladan markete gelinceye kadar birkaç el değiştiren, ticaret zincirinde yer alan ürünlerde belli ölçülerde kalite var. Denetimleri sıkı yapılıyor. Sanal ortamdaki ürünlerin denetimini kim, nasıl yapıyor? Besin değeri vs. bilgiler zaten yok. Peki sorumlu, suçlu kim? Elbette kamu yani devlet ve ilgili bakanlık ile kurumlar.”
Tüketici Leyla Özer
“Ben organik yalanına inanmıyorum. Çünkü organiğin çok koşulu var. Herhangi bir ilaç atılmamış olması lazım. Sağ sol ilaç dolu, bu ilaçlar buharlaşıyor, yağmur olarak toprağa iniyor. Organik diye bir şey yok; çünkü zaten her şey GDO’lu ve hormon takviyeli. Hiç inanmıyorum; ama pazarda daha taze olduğu için buralardan alışveriş yapıyorum, sabah toplanmış ürünleri bulabilirsiniz. Onun dışındakiler bence yalan.”