Drawing Layer 1

Gri TV Nedir?

Türkiye Suriyelilere düşman mı oldu?

+A -A
16:12 21-06-2022
Aklayanlar

Her yıl haziran ayının 20’si Dünya Mülteciler Günü olarak kutlanıyor. 2000 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu (BMGK) tarafından ilan edildiğinden bu yana Mültecilerin yaşadığı problemlere dikkat çekmek ve birlikte yaşamanın imkanlarını sağlamak amaçlanıyor.

Mültecilere ev sahipliğinde dünyada ilk sırada yer alan Türkiye’de suça karışma ve huzur bozma gerekçeleriyle Suriyelilere karşı tavır alanlar ile, bu vakaların geneli temsil etmeyeceğini, kasıtlı Suriye düşmanlığı körüklendiğini söyleyenler var.

 

Mülteciler Derneği

“Mültecilerin maruz kaldığı ayrımcı söylemler basın yayın organları vasıtasıyla kalıcı bir hale gelmekte ve böylece kişilerin uğradığı sözlü ve fiziksel şiddet artabilmektedir. Her türlü hak sömürüsünün, olumsuz önyargı ve tutumların, ayrımcılığın, her türlü nefret söyleminin karşısında yer aldığımızı ifade etmek isteriz. Tüm insanlar için insani standartta yaşam koşullarının sağlanması ve bunun korunması devletlerin görevleri arasındadır. Eğitim, sağlık, istihdam, kültürel ve sosyal alanlarda haklara erişim engelleri ortadan kaldırılmalıdır.”

 

10 yıldır Türkiye’de yaşayan Suriyeli Salih Akidi

“Türkler iletişime açık insanlar. İstanbul’da Türklerle kaynaşıp iyi diyalog kurdum. 2014’e doğru Suriyelilerin göçü siyasi malzeme haline geldi ve kitlesel nefret başladı. Bu da diğer olayları tetikledi. Kötü örnekler son 2-3 yıldır bizi de zorluyor. Öyle ki; Suriyeliyim diye sokakta saldırıya uğradım. Bu olay yaşanana kadar aklımdan geçirmezdim ama artık Suriyeli olduğumu söylemekten bile çekiniyorum. Suçlu olanlar Türkiye yasalarına göre cezalandırılsın.”

 

Halkların Köprüsü Derneği yazılı açıklama

“Biriken hiddet ve öfkenin sorunun gerçek sorumlularına değil, toplumun en kırılgan ve korumasız insanlarına yöneltilmesi bazılarının siyasi emellerine hizmet etse de acı sonuçlara yol açabilir. Giderek artan nefret söylemleri yerel halk ile mülteciler arasındaki gerilimleri ve çatışmaları büyütebilir. Toplumdaki gerginlik göz önüne alındığında, bu nefretin şiddete dönüşmesi bir kıvılcıma bakar. Nitekim geçen yıl Altındağ'da ve devamında başka yerlerde de vahim olaylara toplum olarak şahit olduk. Bu yüzden savaştan, şiddetten kaçıp ülkemize sığınan insanları hedef alan nefret söylemine bütün gücümüzle karşı durmazsak kendimizi bir provokasyon ve kaos ortamında bulabiliriz.”

 

Suriye Nur Derneği Başkanı Dr. Mehdi Davut

“Birileri, ‘İşte bunlar gitmeli’, diyorsa… birileri de sığınmacılara, ‘Size çok yanlışlar yapılıyor’ diyor. Sanal bir tane Suriyeli ve sanal bir tane Türk oluşturuldu medyada. Bu sanal Suriyelinin içinde tüm kötülükler var ve sanal Türk de bu nefreti besleyen bir şahıs olarak oluşturuldu. Bizler (Suriyeli temsilci örgütleri olarak) iki tarafı bir şekilde kontrol altına alarak sığınmacıları bu politika savaşından uzaklaştırarak daha sakin bir ortam bulmaya çalışıyoruz.”

 

Siyaset Bilimci Prof. Aslıhan Aykaç

“Göndereceğiz, göndermeyeceğiz, gönüllü gitsinler, gibi belirsiz, kararsız söylemler yerine adım adım hangi politika araçlarının kullanılacağını içeren bir göç programı hedeflenmeli. Uyum politikalarının eksikliği çatışmadan beslenen kesimlerin mültecileri günah keçisi ilan etmesine, ırkçılık ve yabancı düşmanlığının fiziksel çatışmaya dönüşmesine imkân tanır.”

 

Siyasi açıklamalar

Türkiye’deki mülteci statülerine itiraz eden CHP'li Veli Ağbaba, “Türkiye, Cenevre Sözleşmesine koyduğu coğrafi çekinceyi kaldırmalı, Suriyeliler geçici koruma statüsünden mülteci statüsüne alınarak hakları teslim edilmelidir.” demişti.

Mültecilerin suç oranıyla ilgili olarak İçişleri Bakanı Soylu, “Türkiye’de kendi vatandaşlarımızın suç oranı %2.2, Suriyelilerin %1.3, hemen hemen yarısı kadar.” açıklamasını yapmıştı.

Geri gönderme tartışmalarına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü ve onurlu geri dönüşleri için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Terörü tehdit olmaktan çıkaracağız.” ve “Kendileri arzu ettikleri zaman vatanlarına dönebilirler ama biz onları asla bu topraklardan kovmadık ve kovmayacağız.” açıklamalarıyla katılmıştı.

Karalayanlar

Türkiye Suriye'deki savaştan dolayı yerinden edilenlere kapısını açan ve onlara geçici barınma sağlayan ülkeler arasında birinci sırada yer alıyor. İlk kafilenin 2011 yılında gelmesiyle başlayan ve yıllar içinde devam eden göçün sonucu olarak bugün milyonlarca Suriyeli Türkiye’de yaşıyor.

Geçen aylarda mültecilere yönelik çeşitli iddiaların ortaya atıldığı olaylar dikkat çekti, medyada yer alan haberler ve sosyal medya paylaşımlarıyla kitlelere ulaşan görüntü ve bilgiler tepkilere neden oldu, mültecilerle ilgili tartışmaları yeniden gündeme taşıdı.

 

Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ

“Suriyeli düşmanı değiliz. Suriyelilerle, Afganlarla dostluğumuz devam etsin. Herkesin kendi vatanında mutlu bir gelecek inşa edebilmesinin mücadelesini veriyoruz.”

Ümit Özdağ, daha önce esnaf ziyareti sırasında karşılaştığı Suriyeli esnafın kimliğini kontrol ettikten sonra Twitter hesabından yaptığı paylaşımda “7 sene önce Türkiye’ye gelmiş. Türkçesi çok az. Vatandaşlık almış. Üstüne silah ruhsatı. Şanlıurfa’dan aldığı kuyumculuk kimlik kartı ile İzmir’de kuyumcu dükkanı açmış. Bunlardan 900 bin tane daha var. Türkiye, tehlikenin farkında değil misin?” ifadelerine yer vermişti.

Türkiye'deki sığınmacıları ve düzensiz göçmenleri konu alan "Sessiz İstila" adlı kısa filmin yapımcısının gözaltına alınmasından sonra Ümit Özdağ “Sessiz İstila adlı kısa belgesel benim tarafımdan sipariş olarak verilmiştir. Yapım masraflarını ben karşıladım. Senaryoyu ben onayladım.” açıklamasını yaptı.

 

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan “Geçici sığınmacılara sesleniyorum; 11 yıl önce ülkemize misafir olarak geldiğinizi söylediniz. Türk milleti de kıt kaynakları ile yılardır size sahip çıkıyor. Artık bu misafirlik fazla uzadı. Ülkemizdeki ekonomik buhranı görüyorsunuz. Gençlerimiz işsiz, aileler açlık sınırının altında yaşıyor. Bu şartlarda artık sizinle paylaşacak ekmeğimiz ve suyumuz kalmadı. Geldiğiniz gibi gitme zamanınız geldi. Artık istenmiyorsunuz, dönün ülkenize.” yazan Arapça ve Türkçe afişler astırdı. Özcan daha önce de şehrindeki mültecilerin su faturalarına ve katı atık vergilerine 10 kat zam yapacağını açıklamıştı.

 

Mustafa Sandal

Zeytindalı Harekât Bölgesinde füze saldırısında yaralanan İs. Tğm. Talha Bahadır şehit oldu. Diğer tarafta askere alınmamak için kendi vatanından kaçanlar bizim ülkemizde keyif çatıyor. Vergi vermez, kural tanımaz ama benim vatandaşımın tüm hakedişlerine konar. Sözüm ona sığınmacı!

 

Aleyna Tilki

"Suriyeliler vb İngiltere’de de var ama neden sürekli taciz olayı yaşanmıyor? Çünkü onlar İngiltere’ye alınırken, sistem onlara kurallarıyla gözdağı veriyor. Medeniyete saygı duymak zorunda kalıyorlar. Gurbet hissini anlarım ama ülkemize saygı duymamalarını anlayamam. Gerçekten çok üzücü. Sonuç olarak savaştan çıkıp gelseler de, travmaların ardından ‘kötü biri’ olmak bir seçimdir. Afrika’daki açlığın arsız bir yanını gördünüz mü? Nasıl da sessizler.”

 

Leman Sam’ın yabancı uyruklu bir sürücünün Bahçeşehir’de köpeğe çarpıp kaçmasına ilişkin olarak yaptığı ve “Soysuz Araplar” ifadelerini kullanmış, paylaşım tepkilere neden olduğu için Twitter, Sam’ın tweet’ini silmişti. Leman Sam, “Yıllar önce bu soysuz Araplara tepkili olduğum için uzun süreli linçe maruz kalmıştım, şimdi herkes ne mal olduklarını anladı. Daha bunlar iyi günler, ekmeğe ortak yakında toprağa da ortak olacaklar. Bıçaklamalar, tecavüzler, sonu yağmadır bunun. Hiç şikayet etmeyin, göz göre göre geldi.”

“Elbette iyileri de var ancak onlar da burada kalmak istemiyor.”

 

Suriyelileri göndereceğiz

Mültecilerin geri dönüşleriyle ilgili olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Bazı illerimizde, Türk vatandaşlarımızdan fazla Suriyeli vatandaşlar var. Ciddi şikayetler var. Geçinemeyen, işsiz kalan insanlar, Suriyelilerden şikayet ediyorlar ve önümüzdeki süreçte çok daha ciddi açmazlarla toplum olarak karşılaşabiliriz. Bu sorunu çözmek zorundayız. İnsani boyutuyla ele alacağız sorunu ve çözeceğiz. Irkçılık yapmıyoruz. Suriyeliler bizim akrabalarımız ama onlar doğdukları topraklarda mutlu olurlar. Dolayısıyla Suriyeli kardeşlerimizi, huzur içinde kendi ülkelerine göndereceğiz.” demişti.

Gerçek Ne?

Türkiye’de Suriyelilerin varlığı 11. yılını doldurdu. Geçen süre içerisinde pek çok siyasi ve hukuki düzenleme yapıldı. Zamanla Suriyelilerin iş, eğitim ve sosyal hayatta varlıkları TC vatandaşları tarafından çok daha hissedilir hale geldi.

Ağustos 2021’de Afganistan’dan Türkiye’ye gelişlerin başlamasından sonra göçmen politikalarıyla ilgili kamuoyunda farklı sesler duyuldu. Son dönemde yaşanan bazı asayiş olayları Suriye karşıtı söylemleri çoğalttı. Sosyal medyada paylaşılan görüntüler ve sosyal medya aracılığıyla yapılan yorumlar Türkiyeli ve Suriyeliler arasında farklı yankılar buldu.

İstanbul Bebek sahilinde çekilen ve sosyal medyada hızla yayılan bir videoda uygunsuz görüntüler sergileyen kişilerin mülteci olduğu iddia edilmiş, sosyal medyada mültecilere yönelik nefret söylemini besleyebilecek ifadeler kullanılmıştı. Göz altına alınan iki kişinin mülteci olmadığının anlaşılmasının ardından paylaşımların provokasyon amaçlı olduğu yorumları yapılmıştı.

İstanbul Esenyurt'ta yaşanan adli bir olaya ilişkin görüntüler, sosyal medyada 'Suriyeliler “Burası bizim” diyerek silahla Türkleri vurdu' ifadesiyle paylaşılmış, sosyal medyada “Türkiye bizim toprağımız, asıl biz sizi göndereceğiz” “Şehirleriniz artık halkımızın, tek bir Türk bile kalmadı neredeyse, ekmeğinizi bile bizden alıyorsunuz” gibi paylaşımlar yapan bir hesap hakkında adli işlem başlatıldığı bildirilmişti.

Daha önce de yapılan Suriye karşıtı açıklamalara karşı açılan soruşturmalar mevcut.

 

Suriye karşıtlığıyla mücadele

Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM), Suriyeli sığınmacıların adı kullanılarak provokasyon amaçlı açılan operasyon hesaplarına karşı çalışma başlatıldığıyla ilgili basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

“Yürütülen sanal devriye faaliyetleri kapsamında; yurt dışından başta FETÖ ve diğer terör örgütleriyle iltisaklı olduğu değerlendirilen ve sosyal medya platformlarında Suriyeli sığınmacılar adı kullanılarak açılan ‘operasyon hesapları’ ile halkımızı tahrik ederek provokasyon çıkarılmaya çalışıldığı görülmüştür. Sosyal medya üzerinden halkı kin ve nefrete yönelten hesaplar ile ilgili ivedilikle çalışma başlatılmış olup, bu tür paylaşımlar ile halkımız ve Suriyeli sığınmacıların karşı karşıya getirilmesine asla müsaade edilmeyecektir.”

Suriyeliler hakkında ortaya atılan iddialarla ilgili olarak Mülteciler Derneği tarafından hazırlanan, “Suriyelilerle İlgili Doğru Bilinen Yanlışlar” adlı bir çalışma bulunuyor.

 

Araştırmaların söyledikleri

Bazı araştırma şirketleri, vakıflar ve üniversitelerin yaptığı araştırmalar, göçmenlere karşı TC vatandaşlarının tutumuyla ilgili çeşitli sonuçlar ortaya koyuyor.

 

BUPAR Mülteci Araştırması, 2022

İlinize gelen mültecilerin sayısı az mı, çok mu, yoksa yeterli mi?

Çok %59

Yeterli %22,2’

Ne az ne çok, bu kadarı yeterli daha fazla gelmesin %18,8

Türkiye’ye gelen mülteciler ülkemizde kalmalı mıdır, yoksa güvenli bir şekilde geri gönderilmeli midir?

Geri gönderilmeli %79

Fikri yok %20,3

Kalmalılar %0,4

Mülteciler ülkemiz için güvenlik sorunu yaratıyor mu?

Evet, güvenlik sorunu yaratıyor%56,4

Hayır, güvenlik sorunu yaratmıyor %22,2

Fikri yok %21,4

*Adana, Mersin, Gaziantep ve Hatay’da 800 kişiyle yapılmıştır.

 

Optimar Araştırma, 2022

Suriyeli bir bireyle karşılaşınca ne hissediyorsunuz?

Nefret %21,3

Mağduriyet %17,3

Hiddet %11,2

Mazlumluk %6,6

Zalimlik %6,2

Şefkat %4,4

Hiçbiri %33

Sığınmacı ve göçmenlerden kaynaklı suçlara maruz kalma konusunda kendinizi güvende hissediyor musunuz?

Güvende hissetmiyorum %31,1’i

Ne hissediyorum ne hissetmiyorum %21,8

Hiç güvende hissetmiyorum %20,5

Güvende hissediyorum %11,9

Çok güvende hissediyorum %3,6

 

Sosyal Demokrasi Vakfı Suriyeli Göçmenler Araştırması, 2021

Suriyelilerin nerede yaşamasını istiyorsunuz?

Ülkelerine dönsünler %66,1

Güvenli bölgelere yerleştirilsinler %16,8

Ülke ve şehir bazında dengeli bir dağılım yapılsın %7,1

Son 5 yıl içerisinde Suriyelilerden zarar gördünüz mü?

Siz:

Hayır %77,3

Evet %14,6

Ailenizden biri:

Hayır %78,1

Evet %14,2

Çevrenizden biri:

Hayır %41,1

Evet %46,7

Oturduğum mahallede Suriyeli ailelerin de yerleşmesinden rahatsız olurum %52,8

Suriyeli çocukların benim çocuğumun okulunda eğitim görmesinden rahatsız olurum %47,6

Bir Suriyeli ile aynı işyerinde çalışmaktan rahatsız olurum %50,1

Suriyeliler Türkiye ekonomisi üzerinde olumsu etki yaratıyor %75,6

Daha ucuza çalışıp Türklerin işsiz kalmasına neden oluyorlar %56,3

Ev kiralarının artmasına neden oldular %65,2

Suriyelilere vatandaşlık hakkı verilmemeli %61,7

 

Suriyeliler Barometresi, 2020

Toplumumuz ülkemizdeki Suriyelilere karşı nasıl davranıyor?

Türk toplumu Suriyelilere kucak açmıştır %35,8

Suriyeliler için ellerinden geleni yapmaktadırlar %18,9

Suriyeliler ucuz işçi olarak sömürülmektedir %25,1

Halkımız Suriyelileri aşağılamaktadır %8,9

Halkımız Suriyelilere kötü davranmaktadır %7,4

*Türkiye genelinde 26 ilin kentsel ve kırsal bölgelerinde 2.259 kişiyle yapılmıştır.

 

İstanbul Bilgi Üniversitesi Türkiye’de Kutuplaşmanın Boyutları Araştırması, 2017

Suriyeliler ülkelerine geri gönderilmeli mi?

Evet %86

*Türkiye genelinde 16 ilin kentsel ve kırsal bölgelerinde 2.004 kişiyle yapılmıştır.

 

Türkiye’deki mülteci sayısı ülke nüfusunun %7,2’sinden fazlasına ulaştı

Mart 2011’de Suriye’de başlayan yönetim karşıtı gösteriler kısa zamanda yüz binlerce kişinin ölümüne, milyonlarcasının yaralanmasına ve ülkelerini terk etmesine neden oldu. 29 Nisan 2011’de 911 km’lik sınırımız olan Suriye’deki çatışma ortamından kaçarak Hatay’ın Yayladağı sınırından Türkiye’ye giren 252 Suriyeli sığınmacıyla göç dalgası başladı. 2011 yılından beri yaklaşık 6,7 milyon Suriyeli ülkesini terk etmek zorunda kaldı, bu kişilerin yarısından fazlası Türkiye’ye geldi.

21 Nisan 2021 itibarıyla Türkiye’de 3.671.811 geçici koruma kapsamında Suriyeli bulunuyor. Ayrıca Suriyeliler dışında 2010-2020 arasındaki on yıl içinde, 530 bini aşan sayıda yabancının Türkiye’de uluslararası koruma başvurusunda bulunduğu biliniyor. Böylece Türkiye’deki Suriyeliler ve diğer mültecilerin sayısının 4 milyonu aştığı anlaşılıyor. Türkiye’de ayrıca 2020 yılı sonu itibarıyla ikamet izni ile yaşayan 886 bin yabancı uyruklu bulunuyor. Türkiye’de son yıllarda giderek artan düzensiz göçmen sayısının da yaklaşık 1,5 milyon olduğu tahmin ediliyor. Bu durumda Türkiye’deki Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan toplam nüfus 6 milyonun üzerinde ve bu ülke nüfusunun %7,2’sinden fazlasını oluşturuyor. 2011 yılında uluslararası koruma maksadıyla Türkiye’ye gelen yabancı sayısı yalnızca 58 bindi.

10 yılda Türkiye’de 650 binden fazla Suriyeli çocuk dünyaya geldi.

150 bin Suriyeli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alındı.

770 bin Suriyeli çocuk Türkiye’deki devlet okullarında eğitim görüyor.

26 Mayıs 2022 tarihi itibarıyla geçici barınma merkezlerinde kalan Suriyelilerin sayısı 50 bin 351 olarak açıklandı.

 

Dünya genelinde mülteci kabul eden ülke sıralamasında Türkiye birinci sırada

BM Küresel Eğilimler Raporu’na göre 2020 yılında dünya genelinde 82,4 milyon insan zorla yerinden edildi. 2011 yılında bu sayı 40 milyonun biraz altındaydı. 26,4 milyonunu mültecilerin oluşturduğu kişilerin 6,7 milyonu Suriyeli. Mültecilerin %86’sına kriz bölgelerine komşu olan ülkeler ile düşük ve orta gelirli ülkeler ev sahipliği yapıyor. Türkiye: 3,7 milyon göçmenle son yedi yıldır dünya çapında en büyük mülteci nüfusuna sahip.

 

Dünyada ve Türkiye’de mültecilerin hukuki statüsü

Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Sözleşme (Cenevre Sözleşmesi), 28 Temmuz 1951’de Cenevre’de imzalandı. Mültecilerin Hukuki Statüsüne İlişkin Protokol (New York Protokolü), 4 Ekim 1967’de New York’ta imzalandı.

Türkiye, 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne ve 1967 New York Protokolü’ne taraf ancak 1951 Cenevre Sözleşmesi “1951’den önce Avrupa’da meydana gelen olaylardan ötürü” ortaya çıkan iltica durumu, daha sonra bütün dünyayı kapsayacak ve tarih sınırı tanımayacak şekilde genişletilince, Türkiye coğrafi genişlemeyi uygun bulmuyor ve adına “coğrafi kısıtlama” denilen uygulama ile mülteciliği sadece Avrupalıları kapsayacak şekilde tanımlamaya devam ediyor. Halen dünyada Cenevre Sözleşmesi’ne taraf 149 ülkeden Türkiye, Kongo, Madagaskar ve Monako coğrafi kısıtlamayı sürdürüyor. Türkiye sözleşme hükümlerine göre mülteci statüsü alabilecek Avrupalı olmayan kişileri iç hukuktaki düzenlemelerle "şartlı mülteci" olarak tanıyor ve üçüncü bir ülkeye yerleştirilinceye kadar süreli bir koruma sağlıyor.

2013 Nisan ayında, Türkiye’nin ilk sığınma kanunu olan Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından uygun bulunmuş ve 11 Nisan 2014’te yürürlüğe girmiştir.

 

Kaç kişi döndü

Geçici koruma kapsamında Türkiye'de bulunan Suriyelilerin ülkelerine geri dönüşleri devam ediyor. Gönüllü Geri Dönüş İstek Formunu dolduran Suriyeliler Kilis, Şanlıurfa, Hatay ve Gaziantep'ten ülkelerine geçiyor. 3 Haziran 2022 tarihinde İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Çataklı tarafından yapılan açıklamada ülkesine dönen Suriyeli sayısının 505 bin 190 kişi olduğu belirtildi.

14 Nisan 2022 tarihinde İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2016’dan bugüne kadar 19 bin 336 Suriyelinin asayiş sorunları sebebiyle sınır dışı edildiği bildirdi.

Paylaş:
yorum kuralları

Önemli gelişmeleri yakından takip et