Drawing Layer 1

Gri TV Nedir?

Kıbrıs, müzakerelerde AB’yi istemiyor

Son günlerde Kıbrıs’a üst düzey ziyaretler gerçekleşiyor. AB Yüksek Temsilcisi Borrell’in ardından BM Yetkilisi Jane Holl Lute da Kıbrıs’ı ziyaret etti. Ziyaretlerin ardından konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre'de gerçekleşecek 5+1 görüşmelerinin önemine ve görüşmelere AB'nin gözlemci statüsüyle katılmasının doğru olmayacağına vurgu yaptı.

+A -A
17:14 09-03-2021

Son günlerde Kıbrıs’a üst düzey ziyaretler gerçekleşiyor. AB Yüksek Temsilcisi Borrell’in ardından BM Yetkilisi Jane Holl Lute da Kıbrıs’ı ziyaret etti. Ziyaretlerin ardından konuşan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre'de gerçekleşecek 5+1 görüşmelerinin önemine ve görüşmelere AB'nin gözlemci statüsüyle katılmasının doğru olmayacağına vurgu yaptı.

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Kıbrıs için görevlendirdiği özel danışmanı Jane Holl Lute’nin ziyaretinden sonra basın açıklamasında bulunan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Kıbrıs'ta eğer bir anlaşmaya varılacaksa, bunun temelinde egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan iki eşit devletin iş birliği olacak" dedi. Borrell ve ardından Lute ile gerçekleşen iki görüşme sonrasında 27-29 Nisan'da Cenevre'de gerçekleşecek 5+1 görüşmelerin önemine vurgu yapan Tatar, “Bu 5+1 gayriresmi toplantıda, herkes yeni fikirlerini, yeni bir anlayış çerçevesinde ifade edebilecek. Bütün tartışmaların sonucunda gerçekten ileriye taşınabilecek ortak bir zemin var mı yok mu, onun arayışı içerisinde olacağız. BM Yetkilisi Jane Holl Lute’de bunu teyit etmiştir” açıklamasında bulundu. 2017'de Crans Montana'da yaşananlardan sonra masanın Rum tarafına devredildiğini kaydeden Tatar, şöyle devam etti: “Kıbrıs Türk tarafı tüm iyi niyetine rağmen karşılığını bulamamış ve bir anlaşmaya varılamamıştır. Ondan sonra Kıbrıs Türk tarafı artık yeni bir zemin arayışı içerisinde olmuştur. Garantör ülke Türkiye bütün bunları tartıştıktan sonra, egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan iki devletin iş birliğiyle Kıbrıs'ta bir anlaşmaya gidilebileceğini anlamıştır. Bizim halkımız da bunun beklentisi içerisindedir.”

AB Yüksek Temsilcisi Borrell ziyareti

Geçtiğimiz günlerde AB Yüksek Temsilcisi Borrell ile gerçekleşen görüşmenin ardından, AB’yi müzakerelerde istemediklerini vurgulayan Tatar, “Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) ve Yunanistan AB üyesi ülkeler ve oradaki bütün mekanizmalarda kendi çıkar ve menfaatlerini en iyi şekilde sürdürüyorlar. Dolayısıyla 27-29 Nisan'da Cenevre'de gerçekleşecek 5+1 görüşmelerine AB'nin gözlemci statüsüyle katılmasının doğru olmayacağını, bunu onaylayamayacağımızı söyledik. Çünkü kendilerinin tarafsız olmaları beklenemez" dedi.

Borrell ile gerçekleşen görüşmenin faydalı olduğunu ve birçok konunun samimiyetle tartışıldığını kaydeden Tatar, Kıbrıs Türk halkının beklentilerinin yerine getirilmesi için yapılan tartışmaların masaya yatırıldığını vurguladı. Bu konuda Türkiye ile ortak tavır sergilediklerini belirten Tatar, “Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik samimi katkı sunmak istediklerini söylemelerine rağmen pozisyonumuzu koruduk. Bu konuda Türkiye ile de görüşmelerimiz oldu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun da buna benzer açıklamaları olmuştur. Dolayısıyla biz Cenevre'deki görüşmelerde Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumlar, garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere ile BM olacaktır” diye konuştu.

Bölgesel istikrar için sadece Kıbrıs'taki tarafların değil aynı zamanda bölgesel aktör olan Türkiye'nin de görüşlerinin önemli olduğunun altını çizen Tatar, “Sorunların çözümü için egemen eşitliğe ve adadaki iki devletin iş birliğine dayalı bir anlaşmanın olması gerekiyor. Böyle bir anlaşmayla Kıbrıs'ta hem iç barış hem de sürdürülebilir bir yapı oluşturulabilecek. Aynı zamanda da bölgesel istikrar için bu konunun fevkalade önemi var” açıklamasında bulundu.

“Federasyon ihtimali ortadan kalktı”

Crans Montana görüşmeleri ve Annan Planı sonrası Kıbrıs sorununun çözümünde federasyon ihtimalinin ortadan kalktığını vurgulayan Tatar, "Artık yeni fikirlerle masaya gidilmeli ve orada egemen eşitliğe dayalı, yan yana yaşayan iki devletin iş birliğiyle, Kıbrıs'ta adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir anlaşma sağlanmalı" dedi. GKRY'nin adil bir paylaşım arzu etmediğini ifade eden Tatar, bölgede tek çözümün iki devletli çözüm anlayışı olduğunun altını çizdi.

“AB sözünü tutmadı”

AB'nin KKTC'ye sözünü verdiği yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşılarının yalnızca üçte birinin ülkeye ulaştığını kaydeden Tatar, GKRY'e ise şu ana kadar 100 bin doz aşının ulaştırıldığını ifade etti. AB'nin KKTC için oluşturduğu finansal destek programlarına da değinen Tatar, GKRY için düzenlenen katkı programlarının artırıldığını, buna karşılık KKTC'ye verilen desteğin ise söz verilen rakamların altında olduğuna vurgu yaptı. 

AB müzakerelere katılmakta ısrarcı

AB Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis ile yaptığı görüşmeleri blog yazısında değerlendirdi. Yazısında Kıbrıs’ın bir AB sorunu olduğunu iddia eden Borrell, “Kıbrıs sorunu çok açık şekilde bir AB sorunudur. Kıbrıs, şimdi ve birleşmeden sonra da AB'nin üyesidir. Bölgesel istikrar ve Doğu Akdeniz'deki refah Kıbrıs sorununun çözümüne yakından bağlıdır. AB, yeni çözüm müzakerelerine ne kadar erken müdahil olursa o kadar iyi olacaktır" ifadelerini kullandı. Kıbrıs müzakerelerini yeniden başlatma girişimlerinin sıfırdan bir başlangıç olmadığını, Birleşmiş Milletler’in çizdiği bir çerçeve bulunduğunu kaydeden Borrell, Tatar ve Anastasiadis’in ortak bir zemin bulmak için BM ile çalışmak konusundaki hazır duruşundan memnun olduğunu bildirdi.

"Kıbrıs meselesi aynı zamanda Türkiye-AB ilişkileri bakımından önem taşımaktadır" değerlendirmesini yapan Borrell, zorlu bir 2020'den sonra ilişkilerin dönüm noktasına doğru yaklaştığını, Doğu Akdeniz'deki sakinliğin kırılgan olduğunu, Kıbrıs müzakerelerinde ilerleme sağlanmasının her zamankinden daha fazla önemli olduğunu vurguladı. Yazıda görüşmelere dönmek ve çözüm bulmak için olumlu bir kararlılık hissettiğini aktaran Borrell, “Kıbrıslı Türkler AB vatandaşıdır. Kıbrıs'ın AB üyeliği tüm Kıbrıslıların çıkarınadır ve AB, Kıbrıs Türk toplumu için 2006'dan beri 600 milyon avroluk yardım yapmıştır” paylaşımında bulundu.

Kaynak: AA

Paylaş:
Yorum Yap:
yorum kuralları

Önemli gelişmeleri yakından takip et