Polisin görev başındayken ses ve görüntüsünü almak, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından çıkarılan bir genelge ile yasaklandı. Ankara Barosu, Diyarbakır Barosu, Avukat Hakları Grubu ve Cumhuriyet Halk Partisi tarafından, genelgenin iptali talebiyle Danıştay’da dört ayrı dava açıldı.
Avukat Hakları Grubu’nun dilekçesinde uluslararası sözleşmeler ve kanunlarla teminat altına alınmış temel hak ve özgürlüklerin genelge ile ortadan kaldırılmaya çalışıldığı belirtildi. Ankara Barosu’nun dilekçesinde ise genelgenin savunmanın delil toplama haklarına müdahale içerdiği, hukuk devleti ilkesini zedelediği ve hukuksuz talimat niteliğinde olduğu ifade edildi.
CHP’nin açtığı ve CHP Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek başkanlığında hukuk ekibince hazırlanan dava dilekçesinde ise şu ifadelere yer verildi:
“Kanunla ve anayasayla getirilen haklar genelgeyle kısıtlanamaz. Genelge birçok yönden anayasaya aykırıdır. CHP ana muhalefet partisidir. Bu haliyle CHP’nin vatandaşların hak ve özgürlüklerini koruma görevi bulunmaktadır. Müvekkil siyasi parti mensupları da Anayasal hakları çerçevesinde eylemler yapmakta, bu eylemlerde polis müdahalesine maruz kalmaktadır. Orantısız müdahalelere de maruz kalındığında müvekkil siyasi partinin doğrudan dava açmakta yararı bulunmaktadır.”
Genelge ne diyor?
Görev başındayken özel hayatının ihlali gerekçesiyle polisin ses ve görüntüsünün alınmasını engelleyen genelgede, şu ifadeler yer alıyor: “Personelimizin görevini ifa ederken bu tür ses ve görüntü alınmasına tevessül edecek danışlara fırsat vermemeleri, eylemin veya durumun niteliğine göre kayıt yapan kişileri engellemeleri, kanuni şartlar oluştuğunda adli işlem yapmaları gerektiği hususlarında tüm personelimizin bilgilendirilmesi”
Gelişen teknolojiyle birlikte ses ve görüntü alınmasının sıklaştığına, bunların dijital platformlarda da paylaşıldığına dikkat çeken genelgede, bu durumun özel hayatın gizliliği ve kişisel verilerin korunmasını ihlal ettiği, bazen de polisin görev yapmasını engelleyecek boyuta ulaştığı belirtiliyor.
Emniyet Genel Müdürü Mehmet Aktaş imzalı genelge,
Anayasa’nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasına:
“Herkes, kendisiyle ilgili kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel veriler, ancak kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir.”
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun’a,
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na,
2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 13. maddesinin E bendine atıfta bulunuluyor.
Çağdaş Hukukçular Derneği İstanbul Şubesi genelgenin tam metnini resmi twitter hesabından duyururken derneğin Ankara şubesi bir eylem sırasında polisin göstericilere yönelik muamelesini gösteren bir fotoğrafı "1Mayıs2021" etiketi ile paylaşarak "Suç işlendiğini fark ettiğinizde ses ve görüntü cihazlarıyla kayıt yaparak delil toplayabileceğinizi hatırlatmak isteriz" ifadelerine yer verdi.
Ankara Barosu’ndan Danıştay’da dava: Temel hak ve özgürlüklerin, delillendirme imkanının ihlali
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 27 Nisan 2021 tarihli genelgesi çeşitli kesimlerce tartışmalara neden olurken, Ankara Barosu 3 Mayıs 2021 tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü Genelgesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay'da dava açtı.
“Düzenleme ile, hem temel insan hak ve özgürlükleri, hem ceza muhakemesi hukukunun yüzlerce yılda kazandığı hak arama ve delillendirme imkan ve usulleri, hem haberleşme hakkı, hem de savunma hakkı ihlal edilmektedir.” ifadesinin yer aldığı dava dilekçesinde “Kolluk personeline, kişisel verileri ve özel hayatın gizliliğini ihlal edecek ses ve görüntü alınmasının engellenmesi talimatı verilmesi bir yetki aşımıdır. Kişilerin rızası olup olmadığı anlaşılmadan, şikayete ve/veya tazminat hukuku usullerine başvuru kategorisindeki bir olguya dönük fiillerin niteliğini ve hukuksallığını anlamadan, özel kişilerin şikayeti olup olmadığına bakmadan idari kolluğun kendiliğinden engellemesini istemek, özel hukuka ya da şikayete tabi bir alanın resen kolluk tedbiriyle düzenlenmesi anlamına gelir ve hukuka aykırı olur. İdari kolluğun böyle bir “toplum mühendisliği” görevi yoktur.
Bu nedenle Emniyet Müdürlüğü genelgesi, bir yetki aşımıdır. Kolluk yetkisinin kötüye kullanılmasıdır” deniyor. Dokuz adet emsal davanın da yer aldığı dilekçede ayrıca şu ifadeler yer alıyor:
“Polisin Adlî Görevlerinin Yerine Getirilmesinde Delillerin Toplanması, Muhafazası ve İlgili Yerlere Gönderilmesi Hakkında Yönetmelik”te ise delil ‘Meydana gelen bir suçun aydınlatılması ve suç sanıklarının tespitine yarayan her türlü ispat vasıtası’ olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla davalı Emniyet Müdürlüğü, dava konusu genelgesiyle, bizatihi uygulaması gereken üst normu ihlal etmektedir.”
Vatandaşın polis karşısındaki hakları
İçişleri Bakanlığı’na bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü’nü resmi web sitesinde Vatandaşlık Hakları başlıklı bölümde insanca yaşama hakkı, hürriyet, tutuklanma nedenini öğrenme hakkı, özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı, avukat isteme hakkı, delil toplatma hakkı, geçersiz ifade, susma hakkı içerikli bir haklar listesi yer alıyor. İlk madde olan “insanca yaşama hakkı” için yapılan açıklama şöyle:
“İnsanca yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahipsiniz. Size hiç kimse işkence ve eziyet yapamaz; insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamazsınız.”
“Delil Toplatma Hakkı” ise şöyle izah ediliyor: “İfadenizin alınması veya sorgunuz sırasında üzerinizde yoğunlaşan şüpheden kurtulmak gayesiyle belirteceğiniz konularda somut delillerin toplanmasını talep edebileceğinizin ve aleyhinize olan şüpheleri ortadan kaldıracak somut delilleri ileri sürme hakkınızın olduğunun da hatırlatılması zorunludur.”
Genelge nedir?
Yasa, tüzük ve yönetmeliklerin uygulanmasında yol göstermek, herhangi bir konuyu aydınlatmak, bir duruma dikkat çekmek gibi amaçlarla ilgili yerlere ve ilgililere gönderilen bilgilendirme yazısıdır.
1 Mayıs'ta gazetecilere engel
1 Mayıs 'ta Taksim'e çıkmak isteyen gruba uygulanan müdahaleyi görüntüleyen Sultan Eylem Keleş isimli muhabirin polisi görüntülemesi sırasında bir polisin genelgeyi hatırlatması kameraya yansıdı. Görüntü almaya çalışan Keleş'in “Gazeteciyiz, işimizi yapıyoruz” itirazı üzerine, polisler “Genelge talimatı var” dedi. Aynı tarihte Ankara’da genelgeyi gerekçe gösteren polis 1 Mayıs eylemlerini görüntüleyen Yol TV muhabiri Özge Uyanık'ın telefonunu yere atıp üzerine bastı.
Emniyet müdürü: “Vatandaşın polisi tehdit ettiğinin görüntüleri var”
1 Mayıs günü ayrıca Konya’da, trafikte bir polis müdahalesi kameraya yansıdı. Cadde üzerinde trafik kontrolü yapan polis, ters yönden gelen kasksız motosiklet sürücüsünü kaskıyla vurarak durdurdu. Yaşanan olayla ilgili Sözcü gazetesine konuşan Konya İl Emniyet Müdürü Mustafa Aydın, "Yaşanan olayı ise bir kişi cep telefonu kamerasına çekiyor. Görüntüleri çeken kişi kamera kaydına başlamadan önce polis arkadaşlarımızı tehdit ediyor. Bunların da görüntüsü mevcut. Konuyla ilgili adli ve idari soruşturma başlattık" dedi.
Diğer taraftan olayın görüntülerini kaydeden kişiye polisin “Kamera kaydı almak zaten yasak” dediği görüldü.